Biyokömür: Orman restorasyonu için daha iyi bir başlangıç

Binlerce yıldır var olan yerli bir tarım tekniği, altın madenciliği ve diğer tehditlerle ağaçlardan sıyrılmış yağmur ormanlarını restore etmenin temelini oluşturmakta.

Wake Forest Üniversitesi Amazon Bilimsel Yenilik Merkezi’nden (CINCIA) yeni bir araştırmaya göre, biyokömür adı verilen karbon bazlı toprak değişikliği, Amazon yağmur ormanlarında ağaçlandırma çalışmaları sırasında ağaç fidesinin hayatta kalmasını desteklemenin ucuz ve etkili bir yolu.

Yağmur ormanlarının geri kazanılması, iklim değişikliği ile mücadelede giderek daha önemli hale geldi, çünkü bu geniş ağaç alanları her yıl milyarlarca ton karbondioksit absorbe edebiliyor. Sorun, özellikle yağmur ormanı ağaçlarını değil aynı zamanda toprakları tahrip eden alüvyal altın birikintileri için mayınlı bölgelerde akut durumda. Yüksek maliyetler, yağmur ormanlarında kaybolan ağaçların yerine ağaçların dikilmesi, gübrelenmesi ve beslenmesi için büyük bir engel olabilir.

Bilim insanları, gübre ile birlikte biyokömür kullanılmasının ağaç fidelerinin boy ve çap gelişimini önemli ölçüde arttırdığını ve fidelerin geliştirdiği yaprak sayısını artırdığını buldu. Bu ülkede yasadışı altın madenciliği ticaretinin kalbi olan Madre de Dios adlı Perulu Amazon bölgesinde yapılan deney, iki tropik ağaç türü kullandı: Hızla büyüyen Guazuma crinita ve Terminalia amazonia, genellikle kereste olarak kullanılan geç başarılı bir ağaç.

CINCIA bilim müdürü Miles Silman: “Bir ağaç fidesinin hayatındaki en zor dönem, nakliyeden sonraki ilk birkaç aydır” “Ama sadece bir miktar biyokömür toprağa harika şeyler yapıyor ve organik gübre eklediğinizde gerçekten parlıyor”

CINCIA bilim adamları, Peru’daki büyük ölçekli işlemciler tarafından atılan Brezilya fındık kabuğundan biyokömür yapıyorlar.

“Biyokömür’ün iki yerli tropikal ağaç türü üzerinde etkisi ve yeniden ağaçlandırma için bir araç olma potansiyeli” araştırması, bu ay hakemli dergi Ormanlarında yayımlandı. Bu çalışmaya kadar, biyokömür’ün tropikal ağaç fidelerinde ağaç büyümesine fayda sağlayıp sağlayamayacağı konusunda çok az şey biliniyordu.

Silman, “Hem biyokömür hem de gübre, ağaç fidesinin büyümesini artırabilirken, onları birleştirmenin fideleri yalnızca her iki değişikliğin ötesine geçmesini sağladığını gösteriyor” dedi.

Amazon’un yerli halkları, binlerce yıl önce biyokömür kullanarak “karanlık topraklar” oluşturdu ve bu topraklar bugün hala üretken.

Biyokömür’ün yararları da çok:

• Toprağın su tutma kabiliyetini arttırır ve daha az asidik hale getirir.
• Bitki büyümesini destekleyen mikroplar için misafirperver bir yaşam alanı sağlar.
• Gübre tutar ve zamanla serbest bırakır, işçilik ve tedarik maliyetlerini azaltan gübre tekrarlama uygulamalarına duyulan ihtiyacı azaltır.

Altın madenciliği borusundan çıkan kirler, bitki ömrünü destekleyen organik madde ve mikroplardan yoksun.

Bilim adamları, altın madenciliğinin toprağı tahrip ettiği San Jacinto yerel halkından toplanan toprakları kullandılar. Silman, madencilik borusundan çıkan kirlerin, bitki ömrünü destekleyen organik madde ve mikroplardan yoksun olduğunu açıkladı.

“Bunlar kurtarmak zorunda olduğumuz manzara türleri ve hala bitkilerin nasıl yetiştirileceğini belirlemeye çalışıyoruz” dedi. “Bu toprak, doğal yeniden büyümeyi sınırlandırıyor, ancak onlara biochar ile muamele etmek, bitkilerin yetişebileceği bir şeye dönüşüyor. Bu biyolojik çeşitlilik için iyi ve topraktan geçmesi gereken insanlar için iyi.”