Bilim insanları karbon zengini meteor örneklerinde hayatın yapı taşlarının türevlerini keşfettiler
Bilim insanları simüle edilmiş meteor buzunu ultraviyole ışınımı ile bombalayarak 2-deoksiriboz (DNA’daki “D” yi oluşturan şeker) oluşturdular. Bu, astrofiziksel süreçlerle oluşturulabilecek geniş kapsamlı karmaşık biyolojik bileşikler listesine başka bir öğe ekler.
Dünya dışı şeker
Bilim insanları ilk önce karbon zengini meteor örneklerinde hayatın yapı taşlarının türevlerini keşfettiler. Ayrıca biyolojik bileşiklerin yıldızlararası uzayda nasıl oluştuğunu gösterdiler. Bu yeni bulgular, dünyadaki yaşamın kozmik etkilerin yardımı ile ortaya çıktığı teorisini desteklemektedir.
Şekerler ve şeker türevleri, dünyadaki yaşam için esastır. Fakat bunlar amino asitler ve diğer organik moleküller ile birlikte asteroitler ve kuyruklu yıldızlar üzerinde de bulunabilirler. Bilim adamları, uzaydaki nesnelerin Dünya’ya düşmüş olabileceğini ve gezegenimizdeki biyolojik süreçleri tetikleyecek bileşikleri sunduğunu öne sürdüler.
Şeker ve Buz
Bu yeni çalışmada bilim adamları, uzayda yıldızlararası ortamı simüle eden koşullarda ultraviyole radyasyona maruz kalan buz karışımlarından beş tortuyu analiz ettiler. Amaç, dünyadaki yaşamda bulunan organik moleküllerin simüle edilmiş bir uzay ortamında oluşup oluşmayacağını görmekti. Bu artıklarda, 2-deoksiriboz veya DNA’daki “D” yi oluşturan şeker bileşeni buldular. Ayrıca 2-deoksiriboz türevlerini, bir atoma sahip benzer bileşikler veya farklı bir atom grubunu buldular.
NASA Ames Araştırma Merkezi’nden araştırmacı Michel Nuevo, “Makalemizde açıklananlar gibi, astrokimya buz fotolizi deneyleri, bu bileşiklerin bu tür astrofizik ortamlarda nasıl oluşabileceği hakkında ikna edici bir açıklama sunar” dedi.
Dünyadaki yaşamın kökenlerini çevreleyen birçok teori vardır. Bilim adamları, 2-deoksiriboz gibi biyolojik bileşiklerin, Dünya’nın ilk organizmalarının oluşumunda rol oynayabileceğini düşünüyor. Hatta bazıları bu biyolojik bileşiklerin uzayın abiyotik ortamında, kuyruklu yıldızlar, asteroitler, meteoroidler ve gezegenler arası toz parçacıkları gibi nesneler üzerinde oluştuğunu öne sürmüşlerdir. Önceki çalışmalar, biyolojik bileşiklerin uzayda nasıl oluştuğunu ve asteroitler ve kuyruklu yıldızlar tarafından bombardımanın daha yaygın olduğu tarihin başında Dünya’ya düşmüş olabileceğini göstermiştir.
Kısacası bu çalışma, 2-deoksiriboz gibi biyolojik bileşiklerin biyolojik olmayan bir ortamda oluşabileceğini göstermiştir.
“Makalemiz, son 25 yılda yayınlanan benzer astrokimya deneylerini tarif eden diğer birkaç makale ile birlikte, astrofizik ortamlarda abiyotik (yani biyolojik olmayan) koşullar altında çok çeşitli biyolojik ilgi bileşiklerinin oluşabileceğini göstermektedir. ”NASA Ames Araştırma Merkezi’nden araştırmacı Michel Nuevo bir e-postada.
Hala DNA aranıyor
Bu analize ek olarak, araştırmacılar bu deoksi şeker türevlerinin bazılarını karbonlu veya karbonca zengin meteor örneklerinde ilk defa tanımlayabilmişlerdir. Bu, bu biyolojik bileşiklerin bir uzay ortamında üretilebileceğini kanıtladı. Bununla birlikte, ekip laboratuvar deneylerinde 2-deoksiriboz bulurken, analiz edilen meteorit örneklerinde DNA bileşenini bulamadılar.
Nuevo’ya göre, bu çalışma Dünya’daki yaşamın kökeninin gizemini çözmese de, meteorların tarih boyunca Dünya’da biyolojik bileşikler biriktirme ihtimalinin oldukça yüksek olduğunu gösteriyor.
“Asteroitler ve kuyruklu yıldızlar, Dünya dahil olmak üzere gezegenlerin yüzeyine meteoritler şeklinde rutin olarak çarptığı için, biyolojik olarak ilgilenilen bileşikler de dahil olmak üzere büyük miktardaki organik bileşiklerin rutin olarak kıtalarımıza ve okyanuslarımıza atıldığı açıktır. aynı şekilde muhtemelen güneş sisteminin diğer gezegenlerine atıldılar ”dedi. “Bu, yaşamın gezegenimizde 4 milyar yıldan daha uzun bir süre önce ortaya çıktığını açıklamıyor, çünkü hiç kimse bu organik bileşiklerin yaşamın başlaması için gereken daha karmaşık yapılarda nasıl bir araya gelebileceğini bilmiyor. Ancak şeker türevlerinin ve biyolojik olarak ilgilenilen diğer bileşiklerin bulunduğunu ve galaksinin her yerindeki gezegenlere atıldığını gösteriyor.”
Yorum yapın